Web Analytics

Tema düzenleyici

Kendi derdim değil Türkiye/Dünya ile ilgili, günümüz dünyası

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Logan
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 25
  • Görüntüleme Görüntüleme 389

Logan

TFC Üye
Katılım
30 Kas 2024
Mesajlar
321
Çözümler
0
Tepki Skoru
114
Üyelik
11 Ay 13 Gün
Yaş
37
Konum
Ankara
1/3
Konu sahibi
Arkadaşlar 34 yaş üstü anlar dediğimi z kuşağı anlamaz.

36 yıllık hayatımda güzel dönemlerim oldu çok olmadı ama oldu, 2010 öncesi dünya çok güzel bir yerdi herşey düzenli insanlar şimdikine göre çok iyi çok duyarlıydı, ne zaman 2010 yılını geçtik dünya sapıtmaya başladı, 2020 sonrası tüyü dikti.

Nasıl örnek vereyim bilmiyorum Kurtlar vadisine başlayım dedim zaten dışarı çıkacak param yok çıksamda birşey yok.

Kurtlar vadisi 2003 te çıktı çıktığında 15 yaşındaydım 5. Bölümdeyim şuan, o günlerle bugünlere bakıyorum çok fark var hatta şunu düşündüm Kurtlar vadisi günümüzde çıksaydı nasıl olurdu?

Şimdi Esra Erol Müge anlı vs nice programdak insanların sapkınlığına bakıyorum psikolojim bozuldu.

Günümüz Kurtlar vadisinde, Ali ölür ama Elife Deli hikmet veya Ömer baba yürümeye başlar, aslan amca Alinin annesine yürür, tombalacı Mehmetin evi aranır dolabında jartiyer kadın kıyafetleri giyidiği ortaya çıkar, Duran emmi ile Seyfo dayı münasebetsiz ilişki yaşar, Laz ziya Nesrin ile baba kız ilişki yaşamaya çalışır.

Duran emmi, Polata hadi yeğenim kalk şuraya gidiyoruz der, Polat bir dakika emmi pubg eli bitsin çıkalım der, Ömer baba ile Nazife anne evde TV siz sohbet vs etmek yerine telefonlara yumulmuş sosyal medyada gezer sürekli.

Yani demek istediğimi anlatabiliyor muyum, Türkiye dünya çok değişti, insanlar yoldan çıktı, bu yazdıklarımı 34 yaş altı pek anlamaz çünkü günümüz dünyasına endeksli doğdu geçmişi bilmiyor, yada araştırdığı kadar biliyor.

Ortada saf sevgi bağlılık kalmadı evlilikler kelebek ömrü kadar.

@Graveworm @Tevfik

Sizlerin neden yalnızlığı seçtiğini kız arkadaş istememe sebebinizi bilmiyorum mu sanıyorsunuz, aman böye daha iyi diyorsunuz, evet maalesef böyle daha iyi, böyle daha iyi olmak zorunda.

Rehberinizdeki insanları arkadaş sanıyorsunuz ama en az %80 i size haset eden düşmenizi bekleyen başarınıza üzülen gıcık kapan insanlarla dolu.

En kötüsüde ne biliyor musunuz, bundan 10-20-30 sene sonra bugünleride arayacaz.

Günümüz Türkiye ve dünyası konusunda yazacak çok şey var ama bu kadar ile sınırlı tutayım gerisini siz getirin.
 
Aslında ben çocukluğumu çok özlüyorum, çok büyük sıkıntılar sorunlar yaşadık ama yine de güzel geliyordu. Kurtlar Vadisi dizisi ben lisedeyken başlamıştı fakat toplumu çok fazla tetikledi, bu konuda eleştirim olacak hocam maalesef.

Elbette hemfikir olmayabiliriz ama sizlerde görmüşsünüzdür o dönemleri. Kurtlar Vadisini izleyen kişi/ler cuma günü olduğunda babalarının pardesülerini giyerler, saçma sapan sağa sola racon kesmeye çalışırlardı. Toplumu ciddi anlamda etkiledi. Etkilemedi diyen, en basit Süleyman Çakır cenazesine bakabilir.

Ben her daim iyilik yapmaktan yanayım hocam, yaparım iyiliğimi atarım denize. Toplumda menfaatçi ve işten pazarlıkçı insanlar illaki vardır fakat ben gözardı ediyorum. Eğer onlardan bir zarar görüyorsam bu tamamen kendi hatam. Çünkü nasıl konuşması gerektiğine ben karar veriyorum, mesafeyi koruyamamışım demektir.

Seni çok iyi anlıyorum hocam, eskilere olan özlemin çok fazla. Ben de lise, dershane dönemlerimi çok özlüyorum. Ardından 15 ay askere gittim ve dağın başındaydım. Askerliğimi de en iyi şekilde yerine getirdim şükür.

Benim forumu kurmamdaki amaç, gelirin yarısını ihtiyaç sahibi öğrencilere bağışlamak. Herhangi bir çıkarım var mı? Hayır. Hocam kötülüğe tepki göstermek elbette gerekli fakat kötülüğe iyilikle cevap vermek belki karşıdakine sağlam bir ders olmuş olur.
 
Bazen, içimizde birikenleri dışa vurmamız gerekiyor. Hani derler ya, "Erkekler ağlamaz," falan... Geçsinler bunları. Hayat, şovalyemiz kendimiz olunca daha da bir zorlaşıyor. Kimse bizi pohpohlamıyor, el bebek gül bebek muamelesi yapmıyor. Kadınların değerini onlara veren bir dünya düzeni var. Bizse 1-0 geriden başlayıp, kendi karakterimizi ortaya koymaya çalışıyoruz. Yani bildiğiniz bayat hayat.

Abilikler, babalıklar, dostluklar, ilişkiler, şu kanka kelimesi...
Bir de sosyal medya var tabii. Hepimiz o mükemmel hayatların içinde kaybolup gidiyoruz. "Nerede o eski insanlık," diyoruz ama değişen sadece biz miyiz?

Hayat çok gerçek, yaşadıklarımız, pişmanlıklarımız, vazgeçtiklerimiz... Belki de hepimiz ayrımcılık içinde, soğuk bedenlerimizle dünyaya geldik, sonradan gözümüzü açtık. Kurban psikolojisi de bir işe yaramadı, yaşadığımızı bizden başka kimse bilemez. Geçmiş depresyon, geleceğim kaygı, şu anım... Bir şeyler. Ya duvara çarptık, ya da birilerinin uydusuyduk. Şimdi derimizi değiştirip yeniden kaynamaya başladık. Bazen de derdimiz ne bilmiyorum.

Beklentilerle yaşamamak lazım, kimseyi ciddiye almamak lazım, ama en önemlisi de insanları ciddiye almak lazım. Garip bir cümle, biliyorum, ama ne demek istediğimi anladınız sanırım. Şimdilerde dünyada ilgimi çeken pek bir şey yok. Başarılı olmak istediğim çok şey var ama sistem sanki buna izin vermiyor. Ya da başarılı olursak bu etik değil, ahlaki değil gibi bir sürü kompleks konu... Zincirin dışında kalıyoruz, merkeziyetsiz bile olamıyoruz. Sanki Matrix'in tavşan deliğinde, kapitalist bir dünyada, nelere maruz kalıp, nelere emirlere uyup uymamamız gerektiği, başarılarımızın nasıl olması gerektiği, ilişkilerimizin nasıl olması gerektiği gibi bir sürü saçma sapan ideoloji, yargı ve norm var. Ve sistemdeki bir sürü köle bunlara uyduğu için, uymayanlar da zincirin dışında kalıyor.

Ne mi yapıyorum şimdi? Hangi beklentimi hayatımdan çıkarmalıyım, kime ne samimiyet borcum var diye düşünüyorum. Bir yandan da, tam 'saldım çayıra' diyeceğim, bütün fırsatların önümden kayıp gideceğini hissediyorum. "Arzulayıp eyleyemeyen hastalık üretir," der Buddha. Belki de haklı. Ve Spinoza da "Kendini kaybetmek" derdi. Belki de tüm bu arayışlar, kendini kaybetmemek için bir çaba. Ama işte her şey çok garip, çok karmaşık ve anlatacak çok şey var, anlatacak hiçbir şey de yok gibi."
 
Günümüz Türkiye ve dünyası konusunda yazacak çok şey var ama bu kadar ile sınırlı tutayım gerisini siz getirin.
Fikrimce yazmak istediğin ne varsa konu aç ve anlat, hepimiz yazalım.
Keşke yazabildiğimiz kadar anlaşılabilsek değil mi?
 
Konu sahibi
Fikrimce yazmak istediğin ne varsa konu aç ve anlat, hepimiz yazalım.
Keşke yazabildiğimiz kadar anlaşılabilsek değil mi?
Kardeşim, yazalım konuşalım ama keşke herşey iyi olsa düzelse, birkaç kişi bu konuda dert anlatacaz beklentilerimizi yazacaz öyle kalacak.

Bilmiyorum ama kıyamet bence hiç olmadığı kadar yakın.

İnsanlar yaşıyor ama ruhları yok.

Ben ömrümde bu kadar sıkıldığımı üzüldüğümü hatırlamıyorum 2024 benim için bir felaket oldu.

30 yıllık çocukluk arkadaşımı kaybettim 2022 ağustos sonunda aşırı alkol almış araba kullanırken kaza yapmış ölüm haberini gecenin sabahında aldım, 2003 te kurtlar vadisini beraber izliyorduk beraber yiyip içip dolaşıyorduk, 2023 sonunda kıymet verdiğim bir abimi kaybettim.

Kısacası hayattan zerre keyif almıyorum, sorun eskiye dönmekte değil icat yapılıp 2000 yılına dönsek şuan yaşadıklarımızda birlikte gelecek geri dönsek bile o dönemdeki huzur yine olmayacak hepsi geride kaldı.

Ben 2024 te dünyanın yalan olduğunu kabullendim cidden dünya yalan dünya, şuan maddi sorunum var 6.000.000₺ belki para değil diyeceksiniz ama benim maddi sorunumu %70 oranında çözer baya düzeltir ama inanın psikolojik olarak 5-6 ay rahatlatır sonra eskisine geri döner psikolojim, hayat benim için anlamını kaybetti.



Şunu izleyin sadece Enes kanalı, bu videosu çok dikkatimi çekti.

Çocukluğumun önemli kısmı Jim carrey filmleriyle geçti, araştırdım oda boşluğa düşmüş dedim nasıl? Nasıl bu adam bu hale gelir?

Geliyormuşsun işte, bende geldim.

Çukurumu dolduracağım günü bekliyorum.

İnanın bana dünya boş şuan fark etmemiş olabilirsiniz birgün her insan dünyanın boş yalan olduğunu anlayacak.

Ben 36 yaşımda 2024 te anladım, kabul ettim, hayattan beklentimde kalmadı.
 
Ben çocukluğumda çok mutluydum. Her şey sanki benimmiş gibiydi. Hem tek çocuk olmanın getirdiği bir avantaj, hem de babamın o zamanlar güzel para kazanması da buna bir sebepti. Ama iş lise zamanlarına gelip sorumluluk duygusu bindiği anda değişmeye başladı. Ağır gelmeye başladı biraz. Çünkü hiç bir zaman hem eğitim hem de çalışma konusunda bizimkiler kadar başarılı olamayacağımı o zamanlar anlamaya başladım.

Şu anda 37 yaşındayım, yalnızım, ciddi anlamda arkadaşa ihtiyacım yok, artık birisini tanımaktan bile midem bulanır hale geldi. Cidden mutluyum. Sevgililik olayına gelirsek de onu da istemiyorum. Param olsa tek başıma eve çıkarım gül gibi geçinirim. He kader bu karşıma ne çıkacağı bilinmez ama şu andaki duygularım bu yönde.

Fakat şu söyleme katılmıyorum özet olarak "Eskiden böyle değildi ama şimdi çok sapkınız" falan... Hocam eskiden de böyleydi, sadece sosyal medya ve televizyon şu anki kadar aktif değildi. Kan davaları, beşik kertmeleri, levirat lar falan hâlâ var mesela. Bugün izledim Esra Erol'da, kadın dini nikahlı. Kardeşinin kocasıyla birlikte olmuş ve çocuğu olmuş. Bunlar eskiden de oluyordu ama şimdiki kadar yansıtılmıyordu.

He şu konuda da katılıyorum, evet sapkınlık çok var. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Ama yapacak bir şey de yok...
 
Kardeşim, yazalım konuşalım ama keşke herşey iyi olsa düzelse, birkaç kişi bu konuda dert anlatacaz beklentilerimizi yazacaz öyle kalacak.

Bilmiyorum ama kıyamet bence hiç olmadığı kadar yakın.

İnsanlar yaşıyor ama ruhları yok.

Ben ömrümde bu kadar sıkıldığımı üzüldüğümü hatırlamıyorum 2024 benim için bir felaket oldu.

30 yıllık çocukluk arkadaşımı kaybettim 2022 ağustos sonunda aşırı alkol almış araba kullanırken kaza yapmış ölüm haberini gecenin sabahında aldım, 2003 te kurtlar vadisini beraber izliyorduk beraber yiyip içip dolaşıyorduk, 2023 sonunda kıymet verdiğim bir abimi kaybettim.

Kısacası hayattan zerre keyif almıyorum, sorun eskiye dönmekte değil icat yapılıp 2000 yılına dönsek şuan yaşadıklarımızda birlikte gelecek geri dönsek bile o dönemdeki huzur yine olmayacak hepsi geride kaldı.

Ben 2024 te dünyanın yalan olduğunu kabullendim cidden dünya yalan dünya, şuan maddi sorunum var 6.000.000₺ belki para değil diyeceksiniz ama benim maddi sorunumu %70 oranında çözer baya düzeltir ama inanın psikolojik olarak 5-6 ay rahatlatır sonra eskisine geri döner psikolojim, hayat benim için anlamını kaybetti.



Şunu izleyin sadece Enes kanalı, bu videosu çok dikkatimi çekti.

Çocukluğumun önemli kısmı Jim carrey filmleriyle geçti, araştırdım oda boşluğa düşmüş dedim nasıl? Nasıl bu adam bu hale gelir?

Geliyormuşsun işte, bende geldim.

Çukurumu dolduracağım günü bekliyorum.

İnanın bana dünya boş şuan fark etmemiş olabilirsiniz birgün her insan dünyanın boş yalan olduğunu anlayacak.

Ben 36 yaşımda 2024 te anladım, kabul ettim, hayattan beklentimde kalmadı.
İnan bana sen ne yaşıyorsan birçok kişi aynısını yaşıyor. Bende tabii ki.
Şöyle bir durup ne oluyor ya deyip günde bak şaka yapmıyorum en az aklıma 50 kere intihar etmek geliyor. Onun da sonu yok. Zaten yaşamaya değil ölmeye geldik bu dünyaya. Kendimiz için de gelmedik herkes herkese dokunsun ve yaradanı hatırlasın diye. Yine de sınavın başında değiliz. Sonunda olmakta bizim bileceğimiz iş değil. Bir şekilde bizim istediğimiz gibi olmayacak hele onu biliyorum.
 
İnan bana sen ne yaşıyorsan birçok kişi aynısını yaşıyor. Bende tabii ki.
Şöyle bir durup ne oluyor ya deyip günde bak şaka yapmıyorum en az aklıma 50 kere intihar etmek geliyor. Onun da sonu yok. Zaten yaşamaya değil ölmeye geldik bu dünyaya. Kendimiz için de gelmedik herkes herkese dokunsun ve yaradanı hatırlasın diye. Yine de sınavın başında değiliz. Sonunda olmakta bizim bileceğimiz iş değil. Bir şekilde bizim istediğimiz gibi olmayacak hele onu biliyorum.

Ben vallahi her gece neden yaşadığımı sorguluyorum. :D Gülüyorum buna evet. Çünkü kabullendim bazı şeyleri.
 
Konu sahibi
Aslında ben çocukluğumu çok özlüyorum, çok büyük sıkıntılar sorunlar yaşadık ama yine de güzel geliyordu. Kurtlar Vadisi dizisi ben lisedeyken başlamıştı fakat toplumu çok fazla tetikledi, bu konuda eleştirim olacak hocam maalesef.

Elbette hemfikir olmayabiliriz ama sizlerde görmüşsünüzdür o dönemleri. Kurtlar Vadisini izleyen kişi/ler cuma günü olduğunda babalarının pardesülerini giyerler, saçma sapan sağa sola racon kesmeye çalışırlardı. Toplumu ciddi anlamda etkiledi. Etkilemedi diyen, en basit Süleyman Çakır cenazesine bakabilir.

Ben her daim iyilik yapmaktan yanayım hocam, yaparım iyiliğimi atarım denize. Toplumda menfaatçi ve işten pazarlıkçı insanlar illaki vardır fakat ben gözardı ediyorum. Eğer onlardan bir zarar görüyorsam bu tamamen kendi hatam. Çünkü nasıl konuşması gerektiğine ben karar veriyorum, mesafeyi koruyamamışım demektir.

Seni çok iyi anlıyorum hocam, eskilere olan özlemin çok fazla. Ben de lise, dershane dönemlerimi çok özlüyorum. Ardından 15 ay askere gittim ve dağın başındaydım. Askerliğimi de en iyi şekilde yerine getirdim şükür.

Benim forumu kurmamdaki amaç, gelirin yarısını ihtiyaç sahibi öğrencilere bağışlamak. Herhangi bir çıkarım var mı? Hayır. Hocam kötülüğe tepki göstermek elbette gerekli fakat kötülüğe iyilikle cevap vermek belki karşıdakine sağlam bir ders olmuş olur.
Dediğin gibi insanlar çok kaptırıyordu kendini yalan yok bende palto giyordum o dönem ama aşırıya kaçmadım, yalnız şu var ne geçmişten ne o dönemde ne şimdi ne gelecekte bir daha Kurtlar vadisi gibi bir dizi çıkmayacak çıkamayacak bambaşka bir diziydi, pusu leş onu saymıyorum.

Eskiye dönemeyiz ne yaparsam yapalım dönemeyiz.

Bu tutumunu takdir ettim kardeşim Allah razı olsun senden 🤝
 
Konu sahibi
Ben çocukluğumda çok mutluydum. Her şey sanki benimmiş gibiydi. Hem tek çocuk olmanın getirdiği bir avantaj, hem de babamın o zamanlar güzel para kazanması da buna bir sebepti. Ama iş lise zamanlarına gelip sorumluluk duygusu bindiği anda değişmeye başladı. Ağır gelmeye başladı biraz. Çünkü hiç bir zaman hem eğitim hem de çalışma konusunda bizimkiler kadar başarılı olamayacağımı o zamanlar anlamaya başladım.

Şu anda 37 yaşındayım, yalnızım, ciddi anlamda arkadaşa ihtiyacım yok, artık birisini tanımaktan bile midem bulanır hale geldi. Cidden mutluyum. Sevgililik olayına gelirsek de onu da istemiyorum. Param olsa tek başıma eve çıkarım gül gibi geçinirim. He kader bu karşıma ne çıkacağı bilinmez ama şu andaki duygularım bu yönde.

Fakat şu söyleme katılmıyorum özet olarak "Eskiden böyle değildi ama şimdi çok sapkınız" falan... Hocam eskiden de böyleydi, sadece sosyal medya ve televizyon şu anki kadar aktif değildi. Kan davaları, beşik kertmeleri, levirat lar falan hâlâ var mesela. Bugün izledim Esra Erol'da, kadın dini nikahlı. Kardeşinin kocasıyla birlikte olmuş ve çocuğu olmuş. Bunlar eskiden de oluyordu ama şimdiki kadar yansıtılmıyordu.

He şu konuda da katılıyorum, evet sapkınlık çok var. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Ama yapacak bir şey de yok...
Senle benzer hayatı yaşamışız o zaman kardeşim bende lüks mahallede büyüdüm babam iyi para kazandı ama ben başaramadım, ama benim ailevi sorunlar vardı babam yanlış işler yaptı bana oku dedi inadına okumadım belki okurdum ama okumadım pek niyetim olmadı.

Bende eve çıkayım istiyorum yalnız kalayım namaz kılarım ama içerimde dertlenince kafama göre haraket edeyim.

Bende pek arkadaş bulayım tanışayım istemiyorum birkaç 30 yıllık eski arkadaşlarım var onlarla arada konuşuyoruz bana yetiyor yeni insan tanımak istemiyorum kimseyi.

İşe git gel yeter.

Tabi eskidende öyleydi onu bırak insanlık var olduğundan beri böyle zaten haber olmuyordu ama hiçbir dönem bu kadarda değildi.
 
Konu sahibi
Neyi kabullenemiyorsun
Narsistik bir anne ve narsistik bir kardeşle yaşamak zorundayım. Her şeye rağmen insan kalmaya çalışan, etik olmaya ve derdimi anlatmaya çabalayan ama bir adım bile ilerleyemeyen biriyim. Dertlerimi kimseye anlatamıyorum ve sürekli onların geleneksel yargılarına maruz kalıyorum. Ülkenin ekonomik ve insani açıdan kötü bir duruma doğru gittiğini görüyorum. Mükemmeliyetçi ve erteleyici bir yapım var. Tüm travmalarımın aileden kaynaklandığını biliyorum, ama yine de hayallerim için bir şeyler yapma isteğim var. Elimde olmayan konulara karşı inatla mücadele ediyorum. Sabaha kadar yazabilirim ama hayatım, anlatmaya çalıştıkça detayların kaybolduğu bir süreç gibi. Her yeni gün bunlar daha da fazla olmaya başlamadı, hep bu şekilde kademeli olarak devam etti. Sonu da garip bir şekilde dünyadan gitmek olacak biliyorum. Bir umut yaşıyoruz. Hiçbirşey olmasa odama kitlerim kendimi, vahşi mağara adamı olarak kalırım. Sadece keyif aldığım şeyleri tüketerek günahkar giderim bu dünyadan. Sanki bunun için gelmişim gibi. Neyle sınandığımı anlamak istiyorum ve bunlar son çırpınışlarım...
 
Konu sahibi
Narsistik bir anne ve narsistik bir kardeşle yaşamak zorundayım. Her şeye rağmen insan kalmaya çalışan, etik olmaya ve derdimi anlatmaya çabalayan ama bir adım bile ilerleyemeyen biriyim. Dertlerimi kimseye anlatamıyorum ve sürekli onların geleneksel yargılarına maruz kalıyorum. Ülkenin ekonomik ve insani açıdan kötü bir duruma doğru gittiğini görüyorum. Mükemmeliyetçi ve erteleyici bir yapım var. Tüm travmalarımın aileden kaynaklandığını biliyorum, ama yine de hayallerim için bir şeyler yapma isteğim var. Elimde olmayan konulara karşı inatla mücadele ediyorum. Sabaha kadar yazabilirim ama hayatım, anlatmaya çalıştıkça detayların kaybolduğu bir süreç gibi. Her yeni gün bunlar daha da fazla olmaya başlamadı, hep bu şekilde kademeli olarak devam etti. Sonu da garip bir şekilde dünyadan gitmek olacak biliyorum. Bir umut yaşıyoruz. Hiçbirşey olmasa odama kitlerim kendimi, vahşi mağara adamı olarak kalırım. Sadece keyif aldığım şeyleri tüketerek günahkar giderim bu dünyadan. Sanki bunun için gelmişim gibi. Neyle sınandığımı anlamak istiyorum ve bunlar son çırpınışlarım...
Bende ailemle imtihan ediliyorum, tabi sadece aile değil bir çok konuda imtihanlarım ağır imtihanlar ne zaman geçecek herşey düzelecek merak ediyorum yoksa bu halde hayata veda mı edecem bilmiyorum, herşey düzelmeden ölmek istemiyorum açıkçası, ben çok isyan ettim çok fazla isyan ettim Allahım üzerimdeki yükleri kaldır dedim rahat olmaya çalıştım ama kalkmadı yükler hatta arttı sonra yine isyan ettim, edince kendimi kötü hissediyorum üzülüyorum tövbe ediyorum ama yine yapıyorum dayanamıyorum.

Aslında şartlar uygun olsa kısa sürede düzelirim ama şartlar uygun değil böyle duruyorum.

Mükemmeliyetçi ve erteleyici yapı bende de var, ertelemenin sebebini sana söyleyim mi şartların hayallerini gerçekleştirmeye uygun değil şuanda o yüzden, bir ışık bekliyorsun o gelsin hepsini yaparsın, inan bana böyle
 
Bende ailemle imtihan ediliyorum, tabi sadece aile değil bir çok konuda imtihanlarım ağır imtihanlar ne zaman geçecek herşey düzelecek merak ediyorum yoksa bu halde hayata veda mı edecem bilmiyorum, herşey düzelmeden ölmek istemiyorum açıkçası, ben çok isyan ettim çok fazla isyan ettim Allahım üzerimdeki yükleri kaldır dedim rahat olmaya çalıştım ama kalkmadı yükler hatta arttı sonra yine isyan ettim, edince kendimi kötü hissediyorum üzülüyorum tövbe ediyorum ama yine yapıyorum dayanamıyorum.

Aslında şartlar uygun olsa kısa sürede düzelirim ama şartlar uygun değil böyle duruyorum.

Mükemmeliyetçi ve erteleyici yapı bende de var, ertelemenin sebebini sana söyleyim mi şartların hayallerini gerçekleştirmeye uygun değil şuanda o yüzden, bir ışık bekliyorsun o gelsin hepsini yaparsın, inan bana böyle
Öyle şeyler oluyor ki ben hangi işe sarılsam orada herşey patlıyor. İşten kaçmam, tembellik yapmam, he nedir takıntılıyım da...
Şöyle aynı ortamda değiliz ki sabaha kadar anlatayım.

İnan bana sende bende üstü kapalı konuşuyoruz. Birçok dediğimizi çok iyi anladığımızı düşünüyorum. Ney kötüyse hayatımda nasıl biri olmamam gerektiği zihinsel değişimlerime sebep oldu. Mükemmelliyetçi yapımdan tut, erteleme sorunlarım, fomo, fobo sorunlarım. Bilgiye, samimiyete inanmamak gibi, obsesif bir sürü şey geliştirdim. Belki de kompulsif de...Kapımı kitlemeden içerideki odaya gidemiyorum ya oturma odasına, çünkü benim alanıma çöplüğüme kimse girsin bile istemiyorum...Taktım mı kafaya takıyorum. İnternet altyapım düzgün olsa bütün hayatımın değişeceğine inanıyorum. Kendimi kendime kanıtlamadan aslında ölmek istemiyorum. Bu rutin nereye kadar bu şekilde gidecek bilmiyorum. Yani, aslında hiç peşini bırakmıyorum. Belki de başka bir konu bir kırılma noktası var ve anlayamıyorum. Aslında yaşamak da istiyoruz. Zorluyoruz. Kimsenin ahını da almadım, valla aklım almıyor. Arkadaşım (araba aksesuarcı) sen gelince işler iyileşiyor diyor. Başkasına hayat veriyorum ve kendimde sanki kalkan var da bana uğramıyor gibi. Kendime yararım olmuyor nedense. En çok da buna uğraşıyorum, cimri değilim, yardımlaşmayı da severim. Kimse de yanımda olmaz ya neyse, oraya hiç girmeyeceğim. Yok abi yok dengeyi kuramıyorum. Almam gereken ilaç neyse (manevi olarak) onu almamışım işte, çözülmüyor. Alamadığımızın peşine düşüyoruz ister istemez. Bilinçaltımız işgüzar gerçek ile yanlışı ayırt etse...

Bunun gibi 1000 tane konu düşün...
 

Sende şimdi bize katılmak ister misin?

Kayıt ol

Bize katılım kolay ve ücretsizdir!

Giriş Yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Foruma Git ?

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Son Konular

Tips
Geri
Üst